21. Yüzyıl Şairlerinin ve Yazarlarının Sorunlarının Çözümü

ALT-2

Yazar
Mustafa Çelebi Çetinkaya

Kategori
Deneme

Nisan & Mayıs 2025 - Sayı 8

“İçmeye gör şiiri
Bir daha doyamazsın
Şiir varsa tin’inde
Başka ses duyamazsın”

Türk Edebiyatı kökleri çok eskilere dayanan, duygu ve hislerin, düşünce ve ideolojilerin yazı sanatı ile insanlara geçme hâlidir. Edebiyat her coğrafyada önemli olduğu gibi Anadolu’da da ayrı bir yer tutar.

“Devri Cumhuriyet asırı yirmi
Uyan bu gafletten uyuma yurttaş.
Dünya ayaklanmış aya gidiyor
Uyan bu gafletten uyuma yurttaş

Bırak sar’öküzü varsın yayılsın
Set çekme gözlere herkes ayılsın
Her köşeye bir fabrika kurulsun
Uyan bu gafletten uyuma yurttaş…

Der Âşık Veysel Şatıroğlu. Coğrafyamızın tarihine ve özüne dair en bilinen ozanlardan, toplumun bütün meselelerini şiire ve türküye döken bir ustadır o… Yaşadığı vakit ile onca imkânsızlıklar içinde sanatını icra etmiş, türkülerini kelam ile bizlere aktarmıştır.

“Yürü bire yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekine misal
Seni eken biçer bir gün
Ağalar içmesi hoştur
O da züğürtlere güçtür
Can kafeste duran kuştur
Elbet uçar gider bir gün” (Karacaoğlan)

Ne güzel özetler hayatın bir gün biteceğini, ölümün gerçekliğini.

1.1

Âşık Emrahlar, Yunuslar, Dadaloğlu ve daha nicesi… Edebiyatımız köklü bir mâziye sahiptir. Temellerinde nice ozan nice âşık nice şair vardır. Cumhuriyet ile gelişen Yedi Meşaleciler, Beş Hececiler, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Cahit Zarifoğlu gibi Türkiye’yi 21.yüzyıla taşıyan şair ve yazarlar… Cemil Meriç, Nihal Atsız… daha nicesi…
21. yüzyıldayız. Teknolojinin geliştiği, dijital dünyanın insanları âdeta esir aldığı, ilişki ve diyalogların artık uzaktan uzağa sağlandığı bir tarih geçidi içindeyiz. Teknoloji iyi bir nimet olmasına rağmen, haberleşme de sürat değerli bir kazanım olmasına rağmen edebiyatımız ne katmıştır, bunu da olumlu düşünmek gerekir. Eğitim konuları hakkında nice çalışmalar yapılırken ne yazık ki okur-yazar oranındaki eksiklerimiz gerçektir. Kitap okuma kültürünün yavaş yavaş kaybolduğu, kitapların raflarda çürüdüğü, yazar ve şairlerin eserlerini okurlara ulaştırmakta zorlandığı, çok fazla veri akışının, gerçek bilgiyi önlediği bir dönemdeyiz.

Kitap çıkarmak ne kadar kolay hâle geldiyse bir o kadar da zayıf hâle geldi. Şimdi kalemi kuvvetli, fikri uhuvvetli insanların değil, cebinde parası olan insanların sahaya sahip olduğu bir dönemdeyiz. Elbette hakkaniyetle kalemine sarılan yazarlarımız da çok fazla fakat daha fazla olan dijital şair ve yazarlardan ötürü gerçek sanatçılara gerçek değer verilemiyor. Bu sorunlar nasıl çözülür? 21. yüzyılda şair ve yazarlar ile alakalı nasıl bir dayanışma mekanizması kurulur? İşte burada esas yük ve vazife idari sisteme düşmektedir. Konuya en yakın bakanlıkların bu noktada daha pozitif çalışmalar yapmaları, teşvik ve destekleme fonlarının bu noktada değerlendirilmesi, torpil mekanizmasının devreden çıkarılarak, hak eden yazar ve şairlerin halka tanıtılması noktasında çalışmalar yapılması esastır. Tabi ki bu çalışmayı sadece idareden beklemek de olmaz. Sivil toplum kuruluşlarına, basın yayın organlarına da çok iş, çok vazife düşmektedir. Sanatsal ve kültürel projelere ayrılan fonun arttırılması, yerel yönetimlerin de bu noktada çalışmalar yapması elzemdir.

Bu anlamda hizmet veren kültür, edebiyat ve sanat derneklerine de sahip çıkılmalı, destek olunmalı, gerekli kontrollerden sonra da çalışmaların daha geniş alana yayılması için katkı sağlanmalıdır. Okurlar olarak, vatandaşlar olarak da bizlere düşen en nihai görev, okuma alışkanlığına sahip çıkmak, doğru karar, doğru tespitler ile doğru safta yer almak olacaktır.

“Bakma sen, kuşlar bir uçumluktur ne de olsa
Denizler bir fırtınalık görkemli
Bizse kendimizi insan olarak
Bir tohum gibi dikmişiz sonsuzluğa.” (Edip Cansever)

Sonsuzluğa, ilmin, sanatın ışığında yarınlara daha sağlıklı, daha doğru ulaşmak kanaati ve temennisiyle….

“Durup durup bana sorma
Bunu bilmek olay değil
İnsan doğduk insan ama
İnsan olmak kolay değil
Kalpten başka bir yolu yok
Aşktan başka bir dalı yok
Kitabı yok okulu yok
İnsan olmak kolay değil
Yüreğinde sevgi yoksa
Gözlerinde şefkat yoksa
Dünyalar da senin olsa
İnsan olmak kolay değil
Neler gördük bu dünyada
Neler verdik bu uğurda
Sultan olmak kolaydı da
İnsan olmak kolay değil!”
(Ahmet Selçuk İlkan)