Önce Dinle Sonra Hisset

ALT-2

Yazar
Dilek
Bilgilier

Kategori
Farkındalık

Ağustos & Eylül 2025 - Sayı 10

Merhaba kıymetli okurlarımız, umarım iyisinizdir ve hayatınızda her şey yolundadır.

Dergimizin bu ay ki sayısında sizlere toplum olarak yoksun olduğumuz acilen en çok ihtiyacımız olan empati ve farkındalıktan bahsetmek istiyorum.

“Önce dinle, sonra hisset”

Empati ve Farkındalık

Neden empati kurmalıyız.?

Günümüz dünyasında iletişim hiç olmadığı kadar hızlı ama aynı zamanda hiç olmadığı kadar yüzeysel. Mesajlar saniyeler içinde ulaşsa da duygular çoğu zaman yolda kaybolur. İşte bu noktada insan olmanın en güçlü köprülerinden biri olan empati devreye girer.

Empati bir insanın yüreğine dokunabilmenin en sessiz ama en güçlü yoludur.

Empati, Karşımızdaki canlının (bu insan olabilir, hayvan veya bir bitki olabilir) dünyaya onun penceresinden bakabilmek demektir. Sadece “anlamak” değil, aynı zamanda da “hissetmek” ve bu karşı tarafın yaşadığı sevinci de acıyı da içimizde yankılamak anlamına gelir. Empati kurduğumuzda birinin yalnızca sözlerini değil, sessizliklerini de duyarız.

Neden empati kurmalıyız? Çünkü empati insan olmanın özüdür. Empati kurabilme becerisini gösterdiğimizde, daha adil kararlar alır ve bir canlıya yardım etme cesaretini buluruz. İnsan ilişkilerinde onarıcı bir güç olur ve sevmeyi öğrenir, sevgiyi öğretiriz. Sevginin yalnızca bir duygu değil bir eylem olduğunu anlarız.

Empati kurmak; sadece anlamak değil, aslında anlamaya niyet etmektir. Farkındalık birleştiğinde ise insanın kalbi genişler, yargıları küçülür.

Çünkü biz, birbirimizin aynasıyız. Birine şefkat gösterdiğimizde aslında kendimize iyilik yaparız. Kendimize nasıl bir iyilik yapmış oluruz ki? O kısmını siz düşünün ve kendinize kendi cevabınızı verin.

Farkındalık, bir canlının etrafında gelişen olayları bilme, algılama, gözlemleme ve duyumsama becerisidir. Farkındalık geliştikçe, sadece kendi hislerimizi değil, karşımızdakinin hislerini daha net fark ederiz ve empati bu farkındalık zemininde yeşerir. Farkındalık kalbimizi açar; empati ise o kalpten kalbe uzanan yolu kurar.

Kendimizden farklı canlıları fark etme kabullenme ve birlikte yaşama becerisini geliştirmeliyiz. Bunu yapamadığımız veya beceremediğimizde bencil, sadece kendi penceresinden bakan bir kişi oluruz.

BİR DAMLA SU (Bir farkındalık hikâyesi)

Bir gün çölde yürüyen küçük bir serçe susuzluktan bitkin düşmüş. Uzakta parlayan bir su birikintisi görmüş ve hızla oraya uçmuş. Fakat su birikintisine vardığında bir kaplanın da oradan su içmeye çalıştığını fark etmiş. Serçe korkmuş ama kaplanın gözlerinde yorgunluğu görmüş.

Serçe kendi kendine

“Benim gibi o da susamış, onun da kalbi var, onun da ihtiyacı var.” demiş.
Kendi korkusunu bir yana bırakıp biraz beklemiş sonra bir cesaretle usulca kaplanın yanına yaklaşıp kana kana suyunu içmiş ama bir taraftan da küçük serçe tedirgin tabii. Kaplan göz ucuyla serçeye bakıp

“Korkma sana zarar vermeyeceğim rahatça suyunu iç.” demiş.

O an serçe anlamış ki; empati başkasının ihtiyacını görebilmek; farkındalık ise kendi korkularını tanıyıp aşabilmektir.

Bir gün bir an durup çevremize bakabilir, yanımızdakine içtenlikle “Nasılsın?” diyebilir ,küçük bir söz, tebessüm ya da sessizce dinleyebiliriz. Böylece karşımızdaki kişinin yükünü azaltır.

Empati bizi insan yapar, farkındalık ise daha iyi bir insan olmamızı sağlar.

Sevgiyle kalın.